Dosta Mektup

Kaç zaman oldu sana yazmayalı
Hani bir sevgilimiz vardı paylaşamadığımız
Uğrunda nice kez küsüp darıldığımız
Onu gördüm dün çay bahçesinde
Tanıyamadım onu ilk bakıştığımızda
Kim bu demiştim tanıdık biri galiba
Dostça gülümsemesi yabancı gelmedi bana
Gülen gözlerinde geçmişi aradım
Bunca yıl sonra onu gözlerinden tanıdım
Saçlarında tek sarı tel kalmamış
Gözleri hüzünle harelenmiş
Belki inanmayacaksın ama
Eski güzelliğinden eser kalmamış
Gidip yanına oturduğumda
Seni sordu titreyen bir sesle
Görüyor musun onu dedi hasretle
Dedim mektuplaşıyoruz seyrek te olsa
Dedi yazarsan selamımı söyle çokça
Kırarmış saçlarına harelenmiş gözlerine
Takıldı gözlerim uzun süre.
Geçmişi yaşadım gözlerinin derinliklerinde
Yıllar nasıl da yıpratmış bu kadını
Bu muydu her gün evinin önünü arşınladığımız
O güzeller güzeli Yelda
Nasılda kapışırdık onun uğruna
Uzun uzun söyleştik geçmişimizin üstüne
Evlenmiş ama uzun sürmemiş evliliği
Seni sordu yine
Evlendi mi mutlu mu diye
Dedim onun da gülmedi yüzü evlilikten yana
Terk edildiğinden beri darıldı tüm kadınlara
İçkiye verdi kendini
Dertlerinden kurtulmayı umarcasına
Dedi ya sen, sen ne durumdasın
Yoksa sen de onun gibi umarsız mısın
Dedim senden başka hiç umarım olmadı ki
Özleminle yaşadım bunca yılları
Gözlerime baktı uzun uzun
Gözlerinden yaşlar süzülüyordu
Kalk dedi, kalk gidiyoruz
Çok efkarlandım, çayla dağılmaz bu efkarım
Hadi ne duruyorsun gidelim birkaç tek atalım
Madamın yerinde yarıladık geceyi
Gidelim diye kalktığımızda o ödedi hesabı
Nasılda yıkıldım anlatamam
Sarıldık biri birimize tuttuk benim evin yolunu
İleride yine yazacağım
Bende merak ediyorum bu beraberliÄŸin sonunu

Yine sitem ediyorsun be dost,
Uzun zamandır yazmadım diye
Bilemezsin ki başıma neler geldiğini
Hani o Yelda vardı ya eski sevgili
Gelip evime kendi evi gibi postu seren
Üstelik eşimden boşandım dulum diyen
Bilirsin bizim erkeklik defterinde
Yazılı değildir jigololuk denen erdemsizlik
Emeklilik maaşı yetmez olunca
Her gün vur patlasın çal oynasın yaşamaya
Sattım babadan kalma tarlayı da
Kalaycı kumuydu, uyuzdu, verimsizdi ama
Yine de gitti iyi sayılacak paraya
Takriri verip koyunca parayı cebe
Soluğu aldım Kuyumcu Yücel’de
BeÅŸ burma, beÅŸte beÅŸi bir yerde koydum cebe
Götürüp serdim Yelda’nın önüne
Ne sevindi, ne sevindi bilemezsin.
Bir de imam nikahı kıyalım dedim
Ne gereÄŸi var dedi
Biri birimizi sevmemiz yetmez mi delicesine
Kalan parayı da koydum yüklükte bir yere
Ertesi gün evden çıktım alış verişe
Döndüğümde Yelda yoktu anlamadım niye.
Aklıma yüklükteki para geldi
Baktım para yerinde mi diye
Bizim parada uçmuş Yelda’yla birlikte
Savcılığa baş vurdum dolandırıldım diye
Şimdilerde ülke kazan ben kepçe
Yelda’yı arıyorum ama yok çare
Gazetedeki haber dikkatimi çekti
Tam benim gibi başka kelekler de varmış
Diyecektim ki…
Meğer resimdeki bizim Yelda’ymış
Kocasıyla birlikte bekar ihtiyarlara
Evlilik tezgahı kurarmış
Gittim buldum o iki rezili
Aman dediler şikayetçi olma
Vereceğiz senden tüm aldıklarımızı
Ä°ki bilezik iki de beÅŸi bir yerde verdiler
Aman sıkıştırma fırsat ver bize
Yeni bir kelek var tezgahımızda
Hele onu bir kelekle yelim
Senden ne aldıysak hepsini bil cebinde
Günlerdir ne gelen var ne giden
Yeni kelek bendim anlaşılan
Ders olsun sana da başıma gelenler
Bakma kusuruma yazmakta gecikirsem yine

Dostum,
Son mektubumda yazmıştım
Başıma neler geldiğini
Eski aşkımız Yelda’nın
Bana neler ettiÄŸini
Dertler adamın yakasını
Sım sıkı tuttu mu bir kez
Ardı arkası kesilmez dertlerimin
On gün önce yine geldi Yelda
Kocamla kötü kapıştım
Terk ettim o namussuzu
Belki inanmayacaksın bana
Kovsan da asla ayrılmam senden
İnanmadım ama
Tez közlendi küllenen aşkım
Peki kal dedim
Ona yeni bir ÅŸans verdim
Dün seni çok seviyorum dedi
Hele bu evi bir de bana versen
Seni nasıl seveceğimi anlatamam
Dedim,
Ya beni sokaÄŸa atarsan
Boynuma sarıldı
Bu dediğini nasıl yapar seven bir insan
Aklım karıştı çıkamadım içinden
Gidip Nevres oğluna danıştım
Çok kızdı bana dedi manyak mısın sen
Yetmez mi tarlanı kaptırdığın
Bir de evsiz mi kalacaksın
Eve döndüğümde sarıldı boynuma
Dedi ne zaman evi yapacaksın üstüme
Yapamam dedim boÅŸuna heveslenme
Dün eve döndüğümde boş buldum evi
Yelda denilen o namussuz
Yükte hafif ne bulduysa götürmüş
Sildim artık onu gönül defterimden
Yinede teselli buldum kendi kendime
Ya evimi de verseydim o haine
İnan, konu komşu nasılda gülerdi halime

Yine sitem ediyorsun be dost
Haklısın çok zaman oldu yazmayalı
Çok çile çektirdi bana o eski sevgili
Dost dediÄŸin kendi dertlerine
Dostlarını ortak etmemeli
İyi haberler yazayım diye
Çok geciktirdim bu mektubu
Dedim ya dert dediÄŸin
Hele bir yakana sarılmış olsun
Kesilmez arkası sıralanır peş peşe
Bir hafta oldu Yelda’nın kocasının geldiği
Dost dedi bilesin seni çok sevdiğimi
Aylar oldu hep seni düşlediğimi
Düşündüm ki biri birini çok sevenleri
Aradan çekilip kavuşturmak gerek
Hele bu gece kuralım çilingir soframızı
İçelim doyasıya kuracağımız
Yeni dünyamızın şerefine
Kurduk çilingir soframızı
Yanı başımızda mangal bol dumanlı
Parlattık kadehleri tek tek
Taaaa gece yarısına dek
Dost dedi çok üzgünüm aylardır
Seni tanıdığım karakoldaki günden beri
Dedim çık aralarından bırak onları baş başa
Ne çare ki boşanmak için çokça para gerek
Belli ki bana tezgahlamakta yeni bir kelek
Dedim siz sevmiÅŸsiniz ki biri birinizi
Yıllardır sürdürmüşsünüz evliliğinizi
Çıkmak ise benim için gerekli
Unutun beni bunca yıl unuttuğunuz gibi
Ne pişkin adammış bu be dost
Beş yüz milyon verirsen eğer
Hemen aradan çıkarım demez mi
Sabah ilk işim ona kapıyı göstermek oldu
Sildim Yelda’yı defterden ömrüm boyu
Olanlar benim uyuz tarlama oldu
Yitip gitti parası kelekliğim de cabası
Gönül boş cüzdan boş kaldık sap gibi ortada
Bakalım daha ne çileler var gelecek günlerde

İşte böyle dost işte böyle başıma gelenler
Gizlemek nafile her kes duymuÅŸ olan biteni
İnan bana dost kahveye çıkamaz oldum
Karar verdim bu kenti terk edip gitmeye
YaÅŸ yetmiÅŸ iÅŸ bitmiÅŸ derler adama ama
Ben atmışında tükenmişim inan bana
Nereye gidersin, nereye demir atarsın bu yaşta
Özlem duyuyorum senin gibi bir can dosta
Evi satayım dedim uygun bir fiyata
Alıcılar almak isterler yok pahasına
Belki sabret acele etme diyeceksin ama
Sabrım kalmadı bu alaycı insanlara
Gitmeliyim çok, çok uzaklara
Yeni bir dünya kurmalıyım oralarda
Belki beni candan sevecek birini bulurum
Belki iyi bir yuva için birine kul olurum
Olmadı dost olmadı, çok ters geldi bu kent bana
Bu kentte yitirdim tüm umutlarımı
Doğup büyüdüğüm bu kentin yabancısı oldum
Küllenen bir aşkın parlayan ateşi yüzünden
El aleme rezil kepaze oldum
Gidiyorum bu kentten dönmemecesine
Yazmakta çok gecikirsem sakın üzülme
Hele yerleÅŸeyim bir gurbet eline
Yazarım sana yine olup bitenleri
Bakalım zaman ne gösterir
Ömrümün bu son döneminde

Dost bir başka diyardan yazıyorum bu kez sana
Turistik bir ilçenin unutulmuş bir köyünde
Kiralık bir ev edindim kendime
Günüm gecem kahvehanede geçiyor
Benim gibi emekliler arasında.
Okey oynuyoruz çayına kahvesine
Bazen de laflıyoruz umum dertler üstüne
Can arkadaÅŸlar yeni dostlar edindim
Aralarında tarlası bahçesi. olanlarla
Açılıyoruz yem yeşil kırlara
Meyve bol her türlü ot var burada
Yüz yaşındaki ihtiyarların yamaçlara
Keçi gibi tırmanmalarını anlayamadım
Çaydan çok kekik va andız tüketilir burada
Dediler işte bu işin sırrı da burada
Yol boylarına yazmamışlar boşuna
Tanrı uzun ömürlü olmasını istediğini
Atar bizim bu bakımsız unutulmuş yöreye
Az sonra kuracağız çilingir sofrasını
Hilmi’nin çardak kahvehanesinde
Şarabın en ucuzu ve sahanda yumurta
Dolunay dorukta ve şarkılarımız ayyukta
Bir masal gecesi yaşayacağız hep birlikte
Keşke sen de olsaydın bu gece
Bizim bu çilingir alemimizde
Hele biraz daha yer edineyim kendime
Gel diyeceğim sana, gel sen de katıl bize

Merhaba dost yeni dünyamdan merhaba
Mutluluklarla doluyum bu köyde inan bana
Babadan kalma evi sattım geçende
Bir bağ evi aldım köyün dışında bir yerde
Bir dönümden fazla bir bahçenin içinde
Kuyusuna bir tulumba koydum
Kolunu bağladım rüzgar pervanesine
Aralıksız çalışsın bahçeyi sulasın diye
Bir havuz yaptırıyorum suyun önüne
Kameriye de yaptıracağım günün birinde
Bir de rüzgar pervanesi kurdum
Bedava elektrik üretsin aküyü doldursun diye
Kümeslerde tavuk tavşan üretiyorum
Hormonsuz sağlıklı et yiyeyim diye
Kasaplarla kavga etmiyorum artık
Eti neden yağlı verdin diye
Bir de keçi aldım sütünü sağayım diye
Soğuk suyu alıyorum bahçedeki kuyudan
Birde dolap edindim aküyle çalışan
Hani derler ya hava bedava su bedava
Benim için artık yaşamak bile bedava
Bir gereksinimim kaldı kaşık düşmanına
Hele şu bahçeyi doldurayım sebzeyle meyveyle
Tez çıkacağım onu da arayıp bulmaya

Dost mutluluktan uçuyorum inan bana
Suya havuz yaptırdım tam yirmi tonluk
Bahçeyi doldurdum meyve fidanlarıyla.
Arasına diktim çeşit, çeşit sebzeler
Su yollarına fesleğenler kral kızları diktim.
Yakın bir koyun çardağındaki gübrelerden
Çokça taşıttım bu minik bahçeme
Öyle verdim ki kendimi bahçeme
Yelda’yı unuttum geçmişimle birlikte
Varsa yoksa keçim, tavşanlarım, tavuklarım
Birde çukur açacağım ördeklerim yüzsün diye
Bir görsen kümeslerdeki halimi
BeslediÄŸim hayvanlardaki sevgi selini
Tavşanlar almak için otun en tazesini
Ayaklarımda dolanıyorlar fino köpeği gibi
Tavuklar çevremde güvercinler gibi
Dün topladığım sebzeleri
Yükledim benim külüstüre
Götürdüm ilçemizin pazarına
Kapış kapış gitti sanırsın bedava
Cebim doldu çokça parayla
Ne güzelmiş emeğin bedelini almak
Para bol ya be dost gittim bir bakkala
Bir kasa rakıyı koydum bagaja
Akşamı topladım dostlarımı bahçeme
Açtım iki şişeyi koydum önlerine
İkide piliç çevirdik mangal üstünde
Ne gazeller çektik ne şarkılar söyledik
Kargadan beter seslerimizle
Sürdü alemimiz gece yarısında bile
Hoşça kal dost iyilikler dileğiyle

Yandım dost yandım ta ciğerimden
Ateş fışkırıyor inan her yerimden
YetiÅŸtirdiÄŸim sebzeleri her hafta
İlçemizin pazara götürüyorum ya
Orada rastladım gönlümün sultanına
Nasıl çarpıldım bilemezsin
Bir afeti devran ki anlatamam
Yaşı kırk beş belki de elli
İnan adama oynatır çiftetelli
Bir güzel ki anlatılmaz
Dün pazarda sohbet ettik biraz
Sordum evli misin diye
Yüzüme baktı hüzünle
Dedi nerede bende o ÅŸans
Kalbim duracak sandım
Konuşamadım tutuldum kaldım
Neden sonra toparlandım
Dedim yıllardır ben de yalnızım
Çok uzun yıllar oldu boşanalı
Çocukların var mıydı diye sordu
Yalnızım dedim,
Yok ne arayanım ne de soranım
Yalnızlık zor dedi,
Bir kısmetin çıksa da evlensen
Dedim ya kısmetim sensen
Güldü, olabilir dedi şayet sen istersen
Yandım dost yandım,
Yıllardır ayrıyım ama boşanamadım
Bindim otobüse vardım Ankara’ya
Hani benim memuriyetteyken edindiÄŸim
O bildiğin geniş bahçeli evim var ya
Bak hanım yıllardır ayrıyız
Yeter artık bunu bir sona bağlamalıyız
Bırak yakamı kabul et boşanmayı
Bu ev helal olsun sana anamın ak sütü gibi
Neyse ki direnmedi
Evi verirsen boşanırım dedi
Avukat takip ederken bu iÅŸleri
Döndüm geri
Beklerken ilçedeki pazarı
İçim içime sığmaz oldu.
Sözdü, nişandı oyalarken onu
BekleyeceÄŸim o mutlu sonu
İşte böyle dost, ulaşacağım muradıma
Dilerim darısı da senin başına

Gülmedi yüzüm be dost gülmedi gitti
Geçtiğimiz hafta geldi beklediğim haber
Boşandın artık gözün aydın dediler
Günleri iple çekiyordum inan
Pazarın gelmesiydi dileğim
Geldi çattı sabırsızlıkla beklediğim
Yükledim sebzeleri benim külüstüre
Düştüm bizim ilçe pazarının yoluna
Erkenden kurdum tezgahımı
Beklemeye başladım gönlümün sultanını
Tezgahta sebzeler bitti Pazar dağıldı
Gelmedi benim gönlümün sultanı
Yüklendim onun için ayırdığım sebzeleri
Düştüm az buçuk bildiğim yola
Tarif ettiÄŸi yere geldiÄŸimde
Devamlı bir müşterim çıktı karşıma
Dedim Ayten hanım ayırtmıştı bunları
Gelmeyince bari kendim getireyim dedim
Ne yazık ki evini tam bilemedim
Dedi aha evi şu ama üç gün oldu gideli
Yazlıkçıydılar onlar
Bir hafta kadar oldu kontratları biteli
Dedim onlar buralı değiller miydi
Yok dedi ilk bu yıl gelmişlerdi
Sessizce çekip gitti sanmam bir daha geleceğini
Şaştım kaldım bilemedim ne diyeceğimi
Dönüp geldim açtım yedi yüzlük şişeyi
Bitirdim tümünü yine kesmedi
Teypte dönerken peş peşe hüzün şarkıları
Ağladım ağladım tükendi gözümün yaşları
Yıllar anlamadan geçti yaş ilerledi
Gülmedi şu bahtım be dost hiç gülmedi
Derler ya ön tekerlek nereye giderse
Arka tekerlekte gider onun ardından
Belli ki biz kurtulamayacağız bu yangından

Nasıl anlatayım be dost nasıl anlatayım
Ne yapsam ne etsem bilemiyorum
Her gece bir yedi yüzlük deviriyorum
Kesmiyor be dost kesmiyor yanıyorum
Dün akşam kameriyede kurdum sofrayı
İçmeye başladım ölümü ararcasına
Mehtabın aydınlatamadığı koyu gölgelerde
Ayten’i gördüm uçuyordu o gölgeden bu gölgeye
Onu yakalamak için yerimden fırladım
Ayağıma bir dal takıldı yıkıldım kaldım
Sızdım orada gün ağarırken uyandım
Sabahın ayazıyla zor geldim kendime
Uzun uzun düşündüm nerede yanlış yaptım diye
Yaş atmış olsa da insan delicesine seviyor yine
Ayten bu oyunu niye yaptı bana bilmesem de
Seviyorum onu hem de delicesine
Onu sordum, soruÅŸturdum bilen yok
Anlarsın ya bu aşktan bana hayır yok
Sileceğim tüm kadınları gönül defterimden
Unutacağım onları, tıpkı senin unuttuğun gibi

Yaz bitti dost, yapraklar sarardı
Yalnızlıktan içim, dışım karardı
Koca yaz bir vefasıza bağlandım
Belli oldu, bu kış ta yalnız kaldım
Sararan yapraklara hüzünle daldım
O yapraklar kadar umarsız kaldım
Az kaldı saçılıp yok olmalarına
Rüzgarın önünde savrulmalarına
Kendimi düşündüm ve ilerleyen yaşımı
O son noktaya uzak mıyım, yakın mı
Bu gün olan gücüm yarına kalır mı
Bir inat uğruna boşadım karımı
Başkasını onun yerine koymak kolay mı
Yanlış yaptım dostum, çok yanlış
Yeni bir sevgili dedim çıktım yola
Olmadı dost olmadı ne yaptıysam da
Gönül defterimi kapattım verdim mola
Gençlikteymiş etrafımızda pervane olanlar
Yaşlılıkta, ne koparacağız diye bakarlar
Umudum Yelda dedim tokatlandım
Umudum Ayten dedim aldatıldım
Sap gibi ortada bir başıma kaldım
Çocuklarım bile yüz çevirdiler
Annemizi istemeyeni, istemeyiz dediler
Bir labirentin içindeyim çıkışı belli değil
Çepel bir yoldayım aşılması kolay değil
İçimdeki fırtınayı anlatamam sana
Bu hayat artık çekilmez geliyor bana
Bir ipin ucunda son verirsem yaşamıma
Sevin dostum bu azaptan kurtulduÄŸuma
Elveda diyerek son veriyorum mektubuma


Bunlarda ilgini çekebilir:

1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (No Ratings Yet)
Loading ... Loading ...

2 Yorum “Dosta Mektup”

  • 1
    özgeee

    helall san kankaaaaaaaaaaaaaa süper bu yaaa ağlıcaktım şimdi zor tuttum kendimi :S:D

  • 2
    emrecan

    ben bu filimde kardeÅŸleri çok sevdim çünkü ilk önce dedelerinin sözünü dinlemeyip kurdun tuzağına düştüler sonunda dedelerinin sözünü dinleyip sevgili ve beraber olup kurdu yendiler…

Yorum Yazınız

11.579 Okuma