YaÅŸlı çoban, sürüsünü otlatmak için yaylaya çıktığında tepeye yakın bir elma aÄŸacının altında dinlenir ve eÄŸer mevsimiyse, onunla konuÅŸarak: “Hadi bakalım evladım, bu ihtiyarın elmasını ver artık” derdi.

Ve bir elma düşerdi, en güzelinden, en olgunundan. YaÅŸlı adam sedef kakmalı çakısını çıkartarak onu dilimlere ayırır ve küçük bir tas yoÄŸurtla birlikte ekmeÄŸine katık ettikten sonra, babasından kalan Kuran’ını okumaya koyulurdu. Çoban, bu aÄŸacı yirmi yıl kadar önce diktiÄŸinde sık sık sular, bunun için de büyükçe bir güğüme doldurduÄŸu abdest suyundan geriye kalanını kullanırdı.
Devamı için tıklayın »

Öncelikle sizlere kendimi tanitayim. Ismim Eylül, bende bir cogunuz gibi senelerdir Avusturya da yasayan bir gurbetciyim. Bundan sonra Canfm ailesinin yeni üyesiyim ve ara sira sizlerle tecrübelerimi, düsüncelerimi paylasacagim.

Ilk yazimda egitime, Avusturya da yasayan genclere ve birazda almanca ve türkceye deyinecegim. Devamı için tıklayın »

Sitemizdeki bu ilk yazımda entegrasyon üzerine düşüncelerimi paylaşmak istedim. Okuyacaklarınız sadece kişisel görüşümdür. Kalemim kuvvetli olmasada düşüncelerimi anlatabilmişimdir umarım.
Uyum, yani diÄŸer bir söylemle –entegrasyon- yıllardır sözü edilen ve her zamanda ısıtılıp ısıtılıp önümüze sürülen bir konu. Bu konuda toplantılar yapılır, seminerler düzenlenir, okullarda uzun uzun anlatılır. Ama ne kadar dinleriz, katılımda bulunur muyuz, bunlarda takip eden sorunlar zaten. Uyum icin her türlü destek sözleri verilir, çeÅŸitli uygulamaları hayata geçirmeyi çabalarlar. Her seferinde sonuç yine aynı kalıyor. Pek bir mesafe alınamıyor. Uyum üzerine daha yıllarca konuÅŸup tartışırız. Devamı için tıklayın »